Sağlık hizmetleri geleceğe teknoloji ile hazırlanıyor
İnsan hayatı, tarihin tüm dönemlerinde önemini kaybetmeyen bir tanım olarak karşımıza çıkmakta. Hastaların tedavi yöntemleri ise zaman içinde sürekli değişti ve gelişti. Yakın geçmişi baz aldığımızda sağlık sektörünün, hasta tedavi olmak için doktora gittiğinde devreye giren bir yapıya sahip olduğunu görüyoruz. Bu yapının günümüzde büyük ölçüde kendini muhafaza ettiğini de söyleyebiliriz. Ama artık bu yapı, teknolojinin de etkisiyle değişiyor. Bugün reaktif olarak tanımlayabileceğimiz kişisel sağlık hizmeti yavaş yavaş geleceği tahmin eden, proaktif bir yapıya bürünmeye başlıyor.
Önce geçmiş ve bugündeki yapıya bakalım. Bir kişinin doktorla, hastaneyle olan ilişkisi kendisinde bir rahatsızlık hissettiğinde ya da yakınları tarafından yönlendirildiğinde başlıyor. Hastaya, muayene ve kontrollerin ardından teşhis konuluyor ve bu teşhis sonrasında tedavi sürecine başlanılıyor. Hastalığın tipine ve ne kadar ilerlediğine bağlı olarak da tedaviler uygulanmaya başlanıyor. Ancak bu, hastalığın tedavisinin her zaman başarıyla sonuçlanmasının önünde bir engel olarak karşımıza çıkıyor. Hastalığın geç teşhis edilmesi, kişinin geçmişindeki rahatsızlıklarının bilinmemesi nedeniyle sonuç her zaman olumlu olmayabiliyor.
Günümüzde bu durum, gelişen teknolojinin de yardımıyla bir nebze olsun azaltılmış olsa da dünyanın her bölgesi için geçerlidir yorumunu yapmak pek mümkün değil. Evet, maliyetler düşürülüyor, kalite kontrol edilebiliyor, ürünlerin entegrasyonu ve hastanın bakımı daha doğru bir şekilde yapılabiliyor, ancak kişiye özgü tedavinin tam anlamıyla kullanılabilir olmaması nedeniyle sağlık sektöründe alınması gereken uzun bir yol da bulunuyor.
Bu iki dönemin ardından geleceğe daha umutlu bakmamızı sağlayan etkenler de yok değil. Sağlık hizmetlerinde üçüncü dönem diyebileceğimiz bu yapı, eksikliği hissedilen kişiye özgü tedavinin kapılarını ardına kadar açıyor. Yeni dönemde hastalarla ilgili tüm bilgiler, teknolojinin de yardımıyla bir veri ambarında tutulabiliyor. Özel yazılımlar, bu veri ambarlarındaki bilgileri değerlendirerek hastaya özel ilaç ve tıbbi çözüm kullanımını sağlamaya hazırlanıyor. Hasta, tedavisine teşhisin konulduğu yerden binlerce kilometre uzakta başlasa bile hakkındaki verilere her istenildiği an ulaşılabiliyor. Erken teşhis ile teşhis ve tedavinin birleşmesi süreci kısaltırken doğru yöntemlerin uygulanması başarı oranını ve verimliliği yükseltiyor.
Geleceğin fotoğrafına baktığımızda, bugüne kadar uygulanan reaktif yapının yerini proaktif yapıya bırakacağını, hatta bırakmaya başladığını görebiliyoruz. Veri ambarlarında tutulan veriler doğru bir analizle kişide henüz hastalık ortaya çıkmadan yaşanabilecekleri öngörüyor. Teknolojinin sağlık sektörüne hediyelerinden biri olan veri madenciliği, sadece kişiye özgü tedavide değil, bir bölgede ya da ülkede yaşanabilecek kronik rahatsızlıklar ile sık karşılaşılan hastalıkların analizinde de büyük önem taşıyor.
Geleceğin fotoğraf karelerinde önemli bir pay da moleküler tıp alanında yaşanıyor. Her geçen gün geliştirilen tekniklerle moleküler tıp daha yoğun kullanılıyor, kullanılmakla kalmayıp daha etkin bir tedavi yolu olarak dikkat çekiyor. Hem veri madenciliği üzerinden kişiye özgü tedavilerin kullanımı hem de moleküler tıp günümüzde faal olan yöntemler. Geleceğin fotoğraf karesinde göründükleri alan ise her geçen gün daha da büyüyor…
Etiketler:moleküler tıp, sağlık hizmetleri, veri madenciliği
Geri Bildirim gönder...