Daha iyi bir tıp eğitimi için yapılması gerekenler
Türkiye, nüfusu ve kapladığı coğrafi alanın genişliğiyle hem bölgede hem de dünya genelinde önemli bir konumda bulunuyor. Elimizdeki verilere ve nüfus yapısına bakıldığında ise tıp eğitiminin önemi daha belirgin bir şekilde ortaya çıkıyor.
Bugün, sağlık sektörüne yönelik yapılan çalışmalarda hastanelerin modernizasyonu ve yeni geliştirilen teknik ve cihazlar ön planda bulunuyor. Ancak, sektörün günceli yakalama konusundaki başarısını pekiştirmek ve geleceğe yönelik hazırlıklar için bugünün öğrencilerine verilen tıp eğitimine özel bir ilgi göstermek gerekiyor.
Ülkemizdeki durumla ilgili T.C. Sağlık Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu ve Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı tarafından hazırlanan, Haziran 2010 tarihli ?Türkiye?de Sağlık Eğitimi ve Sağlık İnsangücü Durum Raporu? başlıklı kapsamlı bir çalışma bulunuyor. Bu rapor, Türkiye?deki üniversitelerde bulunan tıp fakültelerinin sayısını ortaya koymanın yanında kişi başına düşen öğretim üyesi sayısı ile üniversite hastanelerinde bulunan görüntüleme cihazlarının sayısını da belirtiyor.
Türkiye, Avrupa?ya oranla ne durumda?
Raporun detaylarını incelediğimizde geçmişe oranla bir iyileşmeden söz etmek mümkün. Örneğin tıp fakültesi sayısı 86-87 öğretim yılında 21 iken, 2008 ? 2009 öğretim yılında 56?ya; bu fakültelerdeki öğrenci sayısı ise aynı dönemde 29 binlerden 35 binlere yükseliyor. Ancak asıl fark, öğretim üyesi sayısında kendini gösteriyor. 2007 verilerine göre yaklaşık 9 bini bulan öğretim üyesi sayısı; öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısının 4?e kadar gerilemesini sağlıyor.
Son verilere baktığımızda, 2010 yılı içinde kurulanlarla birlikte toplam tıp fakültesi sayısının 74?e kadar yükseldiği görülüyor. Bunlardan 61?inde tıp doktorluğu, 53?ünde tıpta uzmanlık eğitimi veriliyor. Bu rakama yüksekokullar ve hatta sağlık meslek liseleri eklendiğinde eğitim kurumları sayısı bir hayli artıyor.
Ülkemizde gelişmiş tıbbi cihazlar hem eğitimde hem de tanı amaçlı olarak kullanılmakta. Üniversite hastanelerine baktığımızda ise yine raporun verilerine göre MR sayısının 80, tomografi cihazı sayısının 23, bilgisayarlı tomografi (CT) sayısının 98 ve PET/CT cihazı sayısı ise sadece 9 olduğu görülüyor.
Alınması gereken yollar
Bugün, her ne kadar öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı AB ortalamasına oranla daha iyi bir konumda bulunmamızı sağlasa da verimli bir eğitim için öğrencilerin güncel tıbbi teknolojileri uygulamalı olarak öğrenmesi gerekiyor. Tıp Fakültesi sayımız, ülkemizdeki doktor ihtiyacına paralel bir şekilde bilinçli olarak artırılmış durumda. Ancak sayısal üstünlük her zaman doğru çözümü ifade etmiyor. Bu okullarda verilen eğitimin kalitesinin sorgulanması ve ölçülmesi de gerekiyor.
Tıp gibi; niceliğin nitelikten, pratiğin teoriden daha önemli olduğu bir konuda sayısı her geçen gün artan eğitim kurumlarımızda oluşturulacak simülasyon ortamları ile öğrencilerin yetkinliklerinin arttırılması atılması gereken adımlardan biri. Bu tür uygulamaların fakültelerimizde daha etkin kullanımı eğitimin kalitesini yükseltirken, tıptaki değişimlerin öğrencilere güncel olarak aktarabilmesinin de yolunu açacaktır.
Yazımda bazı rakamlarını kullandığım Türkiye’de Sağlık Eğitimi ve Sağlık İnsangücü Durum Raporu‘na bu linkten ulaşabilirsiniz.
Etiketler:sağlık bakanlığı, tıp eğitimi, tıp fakülteleri
Geri Bildirim gönder...
Gürkan Gelibolu
| #
Sevgili Ufuk,
Öncelikle yeni blog’un hayırlı olsun. Ülkemiz Sağlık Sektörünün en önemli sorunu olan yetişmiş uzman sağlık personelinin eğitimi konusuna dikkat çekmen çok yerinde olmuş.Tebrik ediyor, yayınlarının başarıyla devamını diliyorum.
Sevgiler..
Gürkan